tip 2 diyabet riski

Günün erken saatlerinde yemek yemeye başlayan kişilerin, gün içinde öğünlerini günde 10 saatten az veya günde 13 saatten fazla olarak yayılmış olmasına bakılmaksızın, daha düşük kan şekeri seviyelerine ve daha az insülin direncine sahip oldukları belirlendi. (Chicago, Ill’deki Northwestern Üniversitesi’nden baş araştırmacı Marriam Ali, M.D.)

  • İnsülin direnci, vücut pankreasın ürettiği insüline iyi yanıt vermediğinde ve glikozun hücrelere daha az girebildiği durumlarda ortaya çıkar. İnsülin direnci olan kişilerde tip 2 diyabet geliştirme riski daha yüksektir.
  • Hem insülin direnci hem de yüksek kan şekeri seviyeleri, bir kişinin metabolizmasını, besinlerin daha basit bileşenlerine parçalanarak kullanılmasını etkiler: Bu besinler proteinler, karbonhidratlar (veya şekerler) ve yağlardır. Bu metabolik süreç bozulduğunda diyabet gibi metabolik rahatsızlıklar ortaya çıkar.

Söz konusu araştırma için insanlar sabah beslenmeye saat 8:30 öncesi ve 8:30 sonrası başlayan iki gruba ayrıldılar.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda gün içerisinde toplam beslenme saatinden bağımsız olarak güne saat 8:30 önce besin alarak başlayan kişilerin açlık kan şekerlerinin daha düşük olduğu ve buna bağlı olarak daha düşük insülin direncine sahip oldukları belirlendi.

Bu veri bizlere özellikle tip 2 diyabet için riski azaltmak için bir fırsat sunuyor.

Referans: https://www.sciencedaily.com/releases/2021/03/210318091646.htm

Erkenci misiniz yoksa gece kuşu mu? Günlük hareket miktarımız ve uyku döngülerimiz, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi hastalıkların riskini arttırabilir. Uyku ve diyabet arasında nasıl bir ilişki vardır.

Experimental Physiology’de yayınlanan yeni araştırma, uyanma/uyku döngülerinin metabolik farklılıklara neden olduğunu ve vücudumuzun kullandığı enerji kaynağı tercihini değiştirebileceği keşfedildi. Araştırmacılar, gece uyumayan insanların, enerji için yağ kullanma yeteneklerinin azaldığını bunun da vücuttaki yağ miktarının arttıracağını tespit ettiler. Sonuç olarak da bu durumun tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık riskini artırabileceğini buldular.

İki grup arasındaki metabolik farklılıklar, depolama ve enerji kullanımı için hücreler tarafından glikoz alımını sağlamak için ne kadar insülini kullanabileceği ile ilgilidir.

‘Erkenciler’ (sabahları aktif olmayı tercih eden kişiler) enerji kaynağı olarak yağa daha fazla güvenirler ve ‘gece kuşlarına’ göre daha yüksek aerobik kondisyon seviyeleri ile gün boyunca daha aktiftirler.

Öte yandan, ‘gece kuşları’ (gündüz ve gecenin ilerleyen saatlerinde aktif olmayı tercih eden kişiler) dinlenme ve egzersiz sırasında enerji için daha az yağ kullanırlar.

ABD, New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nden araştırmacılar, katılımcıları bahsedilen iki gruba ayırdılar. Yapılan araştırmalar sonucunda

Araştırmacılar, gece uyuyup gündüz aktif olan kişilerin hem dinlenirken hem de egzersiz sırasında enerji için gündüz uyuyup gece aktif olanlara göre daha fazla yağ kullandığını buldu. Gece uykusunu alan kişiler insüline daha duyarlıydı. Öte yandan gündüz uyuyanlarda insülin direnci olduğu tespit edildi. İnsülin direnci olan kişilerde kan şekerini düşürmek için vücut daha fazla insüline ihtiyaç duyar ve vücutları enerji kaynağı olarak karbonhidratları, yağlara tercih eder. Bu grubun enerji sağlamak için insüline yanıt verme yeteneğinin bozulması, tip 2 diyabet ve/veya kalp hastalığı riskini arttırmaktadır.

Referans: https://www.sciencedaily.com/releases/2022/09/220920100754.htm

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı tip-2-diyabet-riski-var-mı.jpg

Tip 2 diyabet riskini değerlendirmek için edinebileceğiniz bu excel dosyası “Amerikan Diyabet Derneği” (American Diabetes Association) yayınlarından faydalanılarak oluşturulmuştur.

Dosyayı indirdikten sonra boy-kilo bilgilerinizi girin ve diğer soruları cevaplayın. Ardından elde edeceğiniz genel sonuca göre risk değerlendirmenizi görebilirsiniz.

Test için tıklayınız.

Tip 2 Diyabeti Tetikleyen Faktörler

Bazı şeyler diyabet hastası olma olasılığını arttırsa da, kişiyi tek başlarına da hasta etmezler. Fakat bu durumlar ne kadar yoğun olursa, diyabete yakalanma riski o kadar yüksek olur.

  • Genler. Yapılan çalışmalarda bilim adamları vücudun insülin yapış mekanizmasını etkileyen farklı DNA parçaları buldular.

  • Fazla kilolu veya obez olmak. Fazla kilolu veya obez olmak, özellikle fazla kiloların bel bölgesinde olması insülin direncine neden olabilir. Tip 2 diyabet, özellikle çocuklukta obezite nedeniyle çocukları ve gençleri ve yetişkinleri etkiler.
  • Metabolik sendromlar. İnsülin direncine sahip kişiler sıklıkla yüksek kan şekeri, bel çevresinde ekstra yağ, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve trigliseritler gibi bir grup probleme sahip olabilir.
  • Karaciğerde çok fazla glikoz olması. Kan şekeri düşük olduğunda, karaciğer glikoz üretir ve kan dolaşımına gönderir. Yemek yedikten sonra kan şekeri yükselir ve genellikle karaciğer glikoz üretimini yavaşlatır ve glikozu daha sonra kullanmak üzere depolar. Ancak bazı insanların karaciğerleri bu şekilde çalışmaz. Şekeri kan dolaşımına göndermeye devam eder. Böylece kan şekeri normalden fazla yükselir.

Aşağıdaki görselde de karaciğerin vücutta glikoz dengesindeki görevi görülmektedir.

  • Hücreler arasında kötü iletişim. Bazen hücreler yanlış sinyaller gönderir veya kendilerine gelen mesajları düzgün alamazlar. Bu problemler hücrelerin insülini veya glikozu nasıl kullanılması gerektiğini etkilediğinde, bir zincirleme reaksiyon ile diyabet meydana gelebilir.
  • Bozuk beta hücreleri. İnsülini yapan beta hücreleri yanlış zamanda yanlış miktarda insülin üretirlerse, kan şekeri dengelenemez. Yüksek kan şekeri ya da düşük kan şekeri gibi problemler oluşabilir.
  • Yaş – 45 veya daha büyük
  • Aile – Diyabetli ebeveyne sahip olmak (anne, baba, kardeş)
  • Prediyabet – Prediyabet kan şekeri seviyenizin normalden yüksek olduğu fakat diyabet olarak sınıflandırılacak kadar yüksek olmadığı bir durumdur. Tedavi edilmeden bırakıldığında, prediyabet sıklıkla tip 2 diyabete ilerler.
  • Kalp ve kan damarı hastalığı
  • Yüksek tansiyon
  • Düşük HDL – Kolesterol
  • Yüksek trigliserid
  • Gebelik diyabeti – Hamileyken gebelik diyabeti olan kişide, tip 2 diyabet geliştirme riski artar. 4 kilogram üzerindeki bir bebek doğruma durumu da, ayrıca tip 2 diyabet riskini arttırır.

  • Polikistik over sendromu (PKOS) Polikistik over sendromu olan kadınlar için (düzensiz adet dönemleri, aşırı saç büyümesi ve obezite ile karakterize edilmiş bir durum) diyabet riskini arttırır.
  • Acanthosis nigricans, boynunuzun veya koltuk altınızın çevresinde koyu renkli döküntüler bulunan bir cilt rahatsızlığı olarak bilinir. Bu durum genellikle insülin direncinin olduğunu gösterir.
  • Depresyon

Aşağıda göreceğiniz diğer risk faktörleri de günlük alışkanlıklar ve yaşam tarzıyla ilgilidir. Kontrol edilebilir olan bu etkenler minimize edildiğinde tip 2 diyabete yakalanmada riskte azalma meydana gelir. Bunlar:

  • Çok az egzersiz yapmak veya hiç egzersiz yapmak – Hareketli kaslar insülin kullanır. Ne kadar az aktif olursanız, tip 2 diyabet riski o kadar artar. Fiziksel aktivite kilonuzu kontrol etmenize yardımcı olur, enerji olarak glikoz kullanır ve hücrelerinizi insüline karşı daha hassas hale getirir.
  • Kötü beslenme alışkanlıkları
  • Sigara içmek
  • Stres
  • Çok az ya da çok fazla uyumak

Bu sayılan maddelerden anlaşılacağı üzere hayatımızda yapacağımız ufak değişikliklerle riski azaltmak mümkündür. Örneğin her gün düzenli yürüyüş yapmanın riski üçte bir oranında azalttığı belirtilmiştir.

Ayrıca çok işlenmiş karbonhidratlardan, şekerli içeceklerden, trans ve doymuş yağlardan kaçının. Kırmızı ve işlenmiş etleri sınırlayarak riski azaltmak mümkündür.