Admin (Page 3)

Yakın zamanda ülkemizdeki kullanımı iyice yaygınlaşan OKmeter Direct kan şekeri ölçüm cihazını bu bölümde inceleyeceğiz.

Kan şekeri ölçüm stripleri ithal olmaları sebebiyle fiyatları günümüzde daha fazla el yakmaya başladı. Bu bağlamda düşük fiyatlı striplere sahip cihazlara yönelim arttı. Bu cihaz da onlardan birisi.

Cihazın Özellikleri

  • Menşei: Tayvan
  • Kod çipi ile doğrulama gerektirmez. Ölçüm çubuğu (strip) direkt olarak kullanılabilir. Otomatik doğrulama yapar.
  • Ölçüm aralığı: 20 – 600 mg/dL (1.1 – 33.3 mmol/L)
  • Kanın plazma kısmını analiz ederek kan şekerini ölçer.
  • 0.7 μL kan ile ölçüm yapar.
  • 6 saniyede ölçüm sonucunu verir.
  • Son yapılan 180 ölçüm sonucunu zaman bilgileriyle birlikte kayıt eder.
  • Düşük ve yüksek kan şekeri sonuçlarında cihaz sinyal verir. (Gülücük emojisi 70 – 120mg/dL değer aralığında, somurtkan yüz emojisi 70 mg/dL’ den düşük değerlerde ya da 180mg/dL ‘den yüksek değerlerde)
  • Nem çalışma aralığı: 20-80% RH
  • Çalışma sıcaklığı: 10°C – 40°C 
  • Cihazın kütlesi: Pillerle beraber yaklaşık 70 gram. (Cihaz tasarım ve büyüklük açısından kaba ve büyük hatlara sahip.)
  • Batarya: 2 adet ince kalem pille çalışır. (Yaklaşık 1000 ölçüm yapılabilir.)
  • Kullanıldıktan 3 dakika sonra kendisini otomatik olarak kapatır. Manuel olarak da M tuşuna uzun basılarak kapatılabilir.

Diyabet modern bir hastalık değildir. Aslında eski Romalılar, Hintliler, Araplar ve Yunanlılar tarafından günümüzde diyabetlilerinde karşılaştığımız durumların yüzyıllar öncesinde oldukça benzer şekilde tarif edildiği görülmüştür.

Hindistan’da tatlı idrar anlamına gelen “Madhumeha” olarak adlandırılırken; Yunanistan’da ise idrarın artmasına bağlı olarak Siphon” (Sifon) adını vermişlerdir. Bu adlandırmaların anlamları bugün hala diyabetin en önemli belirtileri arasında yer almaktadır.

Bazı eczanelerde kan ölçüm stripleri için fiyat farkı (5-15 lira arasında) çıkabilmektedir. Bazı eczaneler ise fiyat farkı istememektedir. Bu durum eczacının insiyatifindedir.

Ölçüm cihazı ise yaklaşık 50 liraya eczaneden ya da medikallerden temin edilebilmektedir.

Cihazın Özellikleri

  • Hafızasında tarih ve saatiyle birlikte 300 test sonucu kaydeder.
  • Kan şekerinizin 7, 14, 30 günlük ortalama değerini otomatik olarak gösterir.
  • Kod çipi ile doğrulama gerektirmez. Ölçüm çubuğu (strip) direkt olarak kullanılabilir. Otomatik doğrulama yapar.
  • Sıcaklık ve nem farkından dolayı oluşabilecek ölçüm hatalarını engelleyici sisteme sahiptir.
  • 0,5 uL kan ile ölçüm yapar.
  • 5 saniyede ölçüm sonucu verir.
  • Tek 3V düğme pil ile çalışır.

Kullanıma Dair

IME-DC’nin Klasik ve Fidelity modellerini kullandıktan sonra geçmiş olduğum ve yaklaşık 1 yıldır kullandığım bu cihazın strip fiyatı, pil ömrü, otomatik doğrulama özelliği ve ortam şartlarına karşı uyum sağlaması cihazın önemli avantajları arasındadır.

Bazı eczanelerde kan ölçüm stripleri için fiyat farkı (5-15 lira arasında) çıkabilmektedir. Bazı eczaneler ise fiyat farkı istememektedir. Bu durum eczacının insiyatifindedir.

Ölçüm cihazı ise yaklaşık 50 liraya eczaneden ya da medikallerden temin edilebilmektedir.

IME-DC - FIDELITY
IME-DC – FIDELITY

Cihazın Özellikleri

  • Ölçülen değerleri 90 güne kadar ortalamasını verebilmektedir.
  • Her strip kutusu (50 strip) için kod çipi ile doğrulama gerekmektedir. 
  • 0,9 uL kan ile ölçüm yapar.
  • 7 saniyede ölçüm sonucu verir.
  • Gece ölçüm yapmaya uygun ışıklı ekran
  • Hedef hipoglisemi ve hiperglisemi cihaza girilebilir ve hedef dışı sonuçlar çıktığında cihaz ses ve ışık ile uyarı verir.
  • Ölçüm aralığı 10-600 mg/dl
  • İki adet 3V düğme pil ile çalışır.

Kullanıma dair notlar:

  • Cihazın ışıklı ekrana sahip olması ve istediğinde açılıp kapatılabilmesi özellikle ışıksız ortamlarda yapılacak ölçümler için büyük avantaj yaratıyor. Ancak bu özellik aynı zamanda pil sarfiyatı da yaratıyor.
  • Cihazın 2 adet 3V düğme pil ile çalışıyor ve pilleri çok kısa sürede bitme aşamasına gelip; cihazda hataya sebep oluyor.
  • Cihazın ölçüm sonuçları ortam sıcaklıklarından oldukça fazla etkileniyor. Çok soğuk ya da çok sıcak ortamda ölçüm yapmak probleme sebep olabiliyor.
  • Doğrulama çipiyle beraber striplerin kullanılması sebebiyle, çipin kaybolması problem yaratabilir.

Bazı eczanelerde kan ölçüm stripleri için fiyat farkı (5-15 lira arasında) çıkabilmektedir. Bazı eczaneler ise fiyat farkı istememektedir. Bu durum eczacının insiyatifindedir.

Ölçüm cihazı ise yaklaşık 50 liraya eczaneden ya da medikallerden temin edilebilmektedir.

Cihazın Özellikleri: 

  • Hafızasında tarih ve saatiyle birlikte 100 test sonucu kaydeder.
  • Her strip kutusu yani 50 ölçüm stribi için kod çipi ile doğrulama gerekmektedir.
  • 2 uL kan ile ölçüm yapmaktadır. Son zamanlarda çıkan cihazlarda ise miktar 0,5uL’ye kadar düşmüştür.
  • GOD Enzim Sistemine sahip test striplerine sahiptir. Bu enzim sistemlerinde kandaki oksijen değişikliklerinden kaynaklanan sapmalar oluşabilmektedir. Yeni model cihazlarda bu artık bu sistem kullanılmamaktadır.
  • 10 saniyede ölçüm sonucu verir.
  • Ölçüm aralığı 20-600 mg/dl
  • Tek 3V düğme pil ile çalışır.
  • Otomatik kapanma özelliği vardır.


Kan şekeri ölçüm cihazlarını tercih ederken en ✔️doğru ölçümü elde etmenin yanında 💵 ekonomik olarak da uygun olması bizim için önemlidir.

Her marka cihazın farklı özellikleri olmakla beraber piyasada bu markaların başka modelleri de mevcuttur. Bu yüzden seçim yaparken detaylı bir araştırma yapmak gerekmektedir.

Hangi kan ölçüm stripleri SGK tarafından %100 olarak karşılanmaktadır ?

Tam olarak karşılanmayanlar için ek olarak ne kadar ücret ödenmesi gerekmektedir?

Cihazların bize sağladığı özellikler nelerdir ? Hangi cihaz bizim için en uygun?

Bu bağlamda kullandığınız ya da merak ettiğiniz cihazları inceleyip; özelliklerini size aktarmaya çalışacağız.

İnsülin pompası, kemerinize, cebinize yerleştirebileceğiniz veya kıyafetlerinizin altına gizleyebileceğiniz küçük cep telefonunu büyüklüğüne sahip portatif bir cihazdır.

İnsülin pompaları kısa etkili ve hızlı etkili insülin kullanır, ancak uzun etkili değildir, çünkü pompa kan şekeri seviyesini sabit tutmak için sürekli olarak küçük bir miktar insülin vermek üzere programlanmıştır.

Vücudun gereksinimlerine en iyi şekilde uyan hassas dozlarda hızlı insülin sağlar:

  • Bazal Doz: Vücudun normal işlevleri için (yiyecekler için gerekli olan insülin haricinde) gün boyu (24/7) verilen düşük miktarda insülin. Programlanan oran doktorunuz tarafından belirlenmelidir.
  • Bolus Doz: Yiyeceğiniz yiyeceğe karşılık gelen veya yüksek kan şekeri düzeltmek için belirli zamanlarda alabileceğiniz ilave insülin. İnsülin pompalarında, bolus miktarınızı sağlık uzmanınız tarafından belirlenen ayarlara göre hesaplamanıza yardımcı olan bolus hesaplayıcıları bulunur.
Gün İçerisindeki Bazal ve Bonus İnsülinin Doz Oranları

İnsülin pompası yapay bir pankreas değildir (çünkü bu durum için kan şekeri seviyesinin sürekli izlenir olması gerekir).

İnsülin pompaları insanların kan şekerlerini daha iyi kontrol etmelerine yardımcı olabilir ve çoğu kişi insülin kalemiyle yapılan enjeksiyonlar yerine sürekli insülin pompa sistemini tercih eder.

Yukarıda da bahsedildiği gibi sürekli olarak küçük dozlarda insülin (bazal) veya yemekten sonra kan glukozundaki artışı kontrol etmek için öğün zamanına yakın bir anda bolus insülin dozunu vücuda aktarmak için programlanabilir.

Bu sistem, vücudun normal insülin salınımını en yakın şekilde taklit eder.

https://www.medtronicdiabetes.com/treatments/insulin-pump-therapy
https://www.medtronicdiabetes.com/treatments/insulin-pump-therapy

Pompa ve boru, istediğiniz zaman kolayca çıkarabilir ve yeniden bağlayabilir. Böylece kişi isteğinde aletten bağımsız duş almak veya spor yapmak gibi aktivitelerini yapabilir.

Kimler İnsülin Pompası Kullanabilir ?

İnsülin pompası tüm tip 1 diyabetliler tarafından doktor gözetimi altında olacak şekilde kullanılabilir. Bu durum tamamen bir tercih meselesidir.

Kişinin yaşam tarzı ve en önemlisi de hali hazırda uyguladığı tedaviye karşı vücudunun gösterdiği tepkiyle ilgili bir değerlendirme yapılıp; tercih edilip edilmemesine karar verilmelidir.

Tercih edilmeme sebeplerinden en yaygını kişilerin vücutlarına bağlı bir cihazla gezmek istemediklerinden dolayı olumsuz düşünebilmektedirler.

İnsülin Pompasının Avantajları

  • İnsülin kalemi kullanımına göre daha az enjeksiyon yapılır.
  • İnfüzyon (enjeksiyon) seti 2 ila 3 günde bir değişirken bu süre zarfında insülin kalemi kullanan kişi 15 ila 18 kez iğne yapması gerekir.
  • Pompa, insülinin ayarlanmasında daha hassastır ve kan şekeri seviyesini daha iyi yönetilmesine yardımcı olur.
  • Pompayı etkin kullananlarda daha az kan şekeri düşüklüğü görülür, ki bu sürekli hipoglisemi yaşayan kişilerde çok önemlidir.
  • Düzensiz kan şekeri olan kişilerde HbA1c değerinin dengelemek daha kolaydır.
  • Yemekler ve atıştırmalıklar için doz alımı daha kolaydır.
  • Egzersiz planlaması yapmak daha kolaydır.
  • Sabahın erken saatlerinde sıklıkla yaşanan yüksek kan şekerinin önüne daha kolay geçilir.

İnsülin Pompasının Dezavantajları

  • Tüm gün pompaya insülin için bilgi girmeniz ve birkaç günde bir infüzyon setini değiştirmek gerekir.
  • Pompanın doğru çalıştığından emin olmak için kan şekerinin günde en az dört kez kontrol etmek de dahil olmak üzere güvenle kullanmak gerekir.
  • Pompayı kullanmayı öğrenmek için eğitim almak gerekir; bunun için sağlık ekibiyle birlikte sürekli iletişim halinde olmak gerekir.
  • Pompa sarf malzemeleri pahalıdır.
  • Bazı diyabetliler insanların şeker hastası olduğunun bilinmesini sağlayan bir cihaz giymek istemeyebilir.
  • Sürekli bir cihaz ile birlikte olmaktan dolayı kişiler pompayı kullanmakta rahat hissetmeyebilir.

Diyabette kan şekerinin düzenli takibi yapılması gereken en önemli şeydir. Böylece kişi kendini tanıyarak ve diyabetini yorumlar. Böylece olası diyabetik komplikasyonların önüne geçilmesi sağlanır.

Günümüzde kan şekeri ölçümleri için oldukça acısız ve düşük miktarda kan ile çok kısa sürede (5-10 saniye) analiz yapabilen kan şekeri ölçüm cihazları mevcuttur.

Diyabette düzenli kan şekeri ölçümüyle;

  • Genel tedavi hedeflerine ne kadar ulaştığını gözlemlemesi
  • Diyabet için kullanılan ilaçlarını kan şekeri seviyelerine olan etkisini takip etmek
  • Diyet ve egzersizin kan şekeri seviyelerini nasıl etkilediğini anlamak
  • Hastalık veya stres gibi diğer faktörlerin kan şekeri seviyelerini nasıl etkilediğini anlamak
  • Kişinin kendinde hissettiği bir anormalliği kan şekeri seviyesinden olup; olmadığını anlamak. (Sinirlilik, terlemek, baş dönmesi vb.)

Kan Şekeri Ölçümü Ne Zaman Yapılmalıdır ?

Doktorunuz size kan şekeri seviyenizi ne sıklıkta kontrol etmeniz gerektiğini önerecektir. Genel olarak test sıklığı, sahip olduğunuz diyabetin tipine ve tedavi planınıza bağlıdır.

Tip 1 Diyabet – Tip 1 diyabetiniz varsa doktorunuz, günde dört ila 10 kez kan şekeri testi önerebilir. Yemeklerden ve atıştırmalıklardan önce, egzersizden önce ve sonra, yatmadan önce ve bazen gece boyunca test yapmanız gerekebilir. Ayrıca, hastaysanız, günlük rutininizi değiştirdiğinizde veya yeni bir ilaca başladığınızda kan şekeri seviyenizi daha sık kontrol etmeniz gerekebilir.


Tip 2 Diyabet – Tip 2 diyabeti yönetmek için insülin kullanıyorsanız, doktorunuz kullandığınız insülin tipine ve miktarına bağlı olarak günde birkaç kez kan şekeri testi önerebilir. Eğer oral antidiyabetikler kullanıyorsanız bu kadar sık olmamakla birlikte mutlaka düzenli takip gereklidir.

Günlük olarak birden fazla enjeksiyon alıyorsanız, test genellikle yemeklerden önce ve yatmadan önce önerilir.

Uzun süre etkili insülin kullanıyorsanız, kahvaltı ve akşam yemeğinden önce günde sadece iki kez test etmeniz gerekebilir.

İnsülin Nedir?

İnsülin pankreastan kan dolaşımına salınır ve böylece vücudun farklı bölgelerine ulaşabilir. İnsülinin vücutta birçok etkisi vardır, ancak esas olarak vücudun karbonhidratları nasıl kullanılacağını kontrol eder.

Karbonhidratlar, insan vücudu tarafından glikoz adı verilen bir şeker türünü üretmek için parçalanır. Glikoz, hücreler tarafından kullanılan ana enerji kaynağıdır. İnsülin, kaslarda, karaciğerde ve yağda bulunan hücrelerin bu glikozu alıp enerji kaynağı olarak kullanarak uygun şekilde çalışabilmelerini sağlar.

İnsülin olmadan hücreler, glikozu yakıt olarak kullanmayacak ve işlevlerini yerine getirmemeye başlayacaklardır. Ekstra glikoz, hücreler tarafından yağ olarak depolanmak üzere dönüştürülebileceği için kullanılmaz. Buna ek olarak, insülin diğer metabolik etkilere sahiptir (protein ve yağ parçalanmasının durdurulması gibi).

İnsülin, glikozun hücrelere girmesini sağlayarak hem hücrelerin gerekli enerjiyi almasını hem de bu sayede kan dolaşımındaki glikoz seviyesinin normal olmasını sağlar. Besin alımını ve vücudun metabolik ihtiyaçlarını dengelemek için insülin salımı sağlıklı kişilerde sıkı bir şekilde düzenlenir. Yemek yediğimiz zaman, glikoz kan dolaşımı tarafından emilir kanımıza kan şekeri seviyesini yükselmesine neden olur. Kan glikozundaki bu artış, insülinin pankreastan salınmasına neden olur, böylece glikoz hücrelerin içinde hareket edebilir ve kullanılabilir. Glikoz hücrelerin içerisine enerji sağlamak için girdikçe kandaki glukoz miktarı normale döner ve insülin salınımı yavaşlar. Protein içeren besinler ve bağırsak tarafından üretilen diğer hormonlar da besine cevap olarak insülin salımını uyarır.

Adrenalin gibi stresin anında salınan hormonlar ise insülin salınımını durdurur ve daha yüksek kan şekeri seviyelerine yol açarak stresli olay ile başa çıkmaya yardımcı olur.

İnsülin, pankreasın ürettiği bir diğer hormon olan glukagon ile birlikte çalışır. İnsülin kan şekerini düşüren bir etkiye sahip olmasıyla birlikte glukagon ise tam tersi kan şekerini yükseltici bir etkiye sahiptir. Bu iki hormon kan şekeri seviyelerini vücudun düzgün çalışmasına izin verecek sınırlar içerisinde kalmasını sağlar.

İnsülin Çeşitleri

İnsülinin bir çok türü vardır. Hangisinin tercih edileceği kişiden kişiye doktor kontrolüyle birlikte değişmektedir. İnsülin çeşitlerinin bu kadar çeşitli olması hastalığın seyrine göre uygulanacak olan tedavinin çok çeşitli olmasını sağlar. Örneğin kan şekeri çok dengesiz olan bir kişinin kullandığı insülinler ile dengeli şekilde seyreden kişinin kullandığı insülinler farklılık gösterebilir.

İnsülinler genelde şu şekilde sınıflandırılmışlardır:

  • Kısa etkili insülin
  • Hızlı etkili insülin
  • Orta etkili  insülin
  • Uzun etkili insülin

Hızlı Etkili: Bu tip insülinler vücuda enjekte edildiğinde 15 dakika içinde etkili olur ve yemekten hemen önce alınmalıdır.

Tip 1 diyabeti olmayan kişi yemek yediğinde vücut pankreastan insülin salgılar; Karbonhidratları yiyecek içinde işlemesine ve kullanmasına yardımcı olan insülindir. Yemekten aldığımız karbonhidratların kan şekerini yükseltmesini durduran, engelleyen bir yandan da o glukozun kullanılmasını sağlayan insülindir.

Hızlı etkili insülin, bolus insülini (yemeklerden sonra ihtiyaç duyulan yüksek dozdaki insülin) taklit eder.

Hızlı etkili insülin örnekleri insülin glulisine (Apidra), insülin lispro (Humalog) ve insulin aspart (Novorapid) ‘dır.

Düzenli veya Kısa Etkili: Bu tip insülinler vücuda enjekte edildiğinde 30 dakika ila 60 dakika içerisinde etkili olur. Yemekten 30-60 dakika önce enjekte edilir. Etkisi hızlı etkili insülinden daha uzun sürer. Düzenli veya kısa etkili insülin ayrıca bolus sekresyonunu taklit eder.

Kısa etkili (düzenli) insülin örnekleri arasında Humulin R ve Novolin R. bulunmaktadır. 

Orta Etkili: Bu tip insülinlerin etkisi 10-16 saat arasında sürer. Genellikle hızlı etkili insülinlerle beraber ve günde iki kez kullanılır. Bazal insülini salımını taklit etmek için kullanılır.

Bazal insülin salımı diyabetli olmayan kişiler için, kanda her zaman az miktarda bulunan insülindir. Vücudun kan şekerini etkin bir şekilde ayarlayabilmesi için bu bazal insülin salımına ihtiyacı vardır, bu nedenle tip 1 diyabeti olan kişiler bunu taklit eden bir insülin almalıdır.

Orta etkili insülinlere örnek olarak NPH (Novolin N, Humulin N) gösterilebilir.

Uzun Etkili: Orta etkili insüline benzer şekilde, uzun etkili insülin de bazal insülin (yemek yenmediği sürelerde ve gece ihtiyaç duyulan düşük dozdaki insülin) salımını taklit eder. Uzun etkili insülinin etkisi 20-24 saat arasında sürer, bu nedenle genellikle günde bir kez enjekte edilir. Bazı kişiler  doktor kontrolüyle birlikte, kan şekerinin daha iyi kontrol edilmesi için bu tip insülini günde iki kez  de kullanabilmektedirler.

Uzun etkili insülinler arasında insülin glargin (Lantus, Toujeo Solostar), insülin detemir (Levemir) ve insulin degludec (Tresiba) bulunur.

Önceden karıştırılmış: Bu tip insülinler, iki farklı türdeki insülinin birleştirilmesiyle oluşturulur. (Örneğin hızlı etkili ve orta etkili bir insülin.) Bu tür karışım insülinlerde amaç bolus ve bazal insülin salımlarını taklit etmektir. Karışım oranı kişiye uygulanan tedaviye göre değişebilir.

Hangi Tip İnsülinin Kullanılacağı Nasıl Belirlenmektedir ?

Kişi diyabetinin tedavisi için en uygun insülin tipini doktoruyla birlikte belirlemektedir. Günümüzde insülin çeşitleri oldukça fazladır bu da tedavide esneklik sağlar. Bu seçim yapılırken aşağıdaki gibi belirtilen birçok şey göz önünde bulundurulur.

  • Vücudun insüline nasıl tepki verdiği (İnsülinin ne kadar sürede emildiği ve ne kadar süre aktif olarak kaldığı).
  • Yaşam tarzı seçimleri. (Yenilen yiyeceğin türü, ne kadar alkol tüketildiği veya ne kadar egzersiz yapıldığı vücudun insülini nasıl kullandığını etkiler.)
  • Kan şekerinin ne kadar sıklıkla kontrol edildiği
  • Yaş
  • Kan şekerinizi yönetmek için hedefler

Tablo kaynakça: (www.healthlinkbc.ca/health-topics/aa122570), (www.novonordisk.com.au/content/dam/australia/affiliate/www-novonordisk-au Health%20Care%20Professionals/Documents/NovoRapid_NovoMixd_s28102014_Marketing%20version.pdf – Novorapid Bilgileri), (www.apidra.com/apidra/dosing.aspx-Apidra Bilgileri), (www.novo-pi.com/novologmix7030.pdfNovo 70/30 Bilgileri)


İnsülin Etkinliği

İnsülin etkinliği genellikle U-100 olarak mevcuttur. (Bir mililitre sıvıda 100 ünite insülin). Kısa etkili (düzenli) insülin de U-500 de mevcuttur. Bu da U-100 düzenli insülinden beş kat daha konsantre olduğu anlamına gelir. Uzun etkili insülin (glargine) U-300’de de mevcuttur. Bu U-100 uzun etkili insülinden üç kat daha konsantre olduğunu tanımlar. İnsülin konsantrasyonu kontrol edilmeli ve buna göre doğru miktarda alınmalıdır. İnsülin etkinlik derecesi üzerlerinde yazmaktadır.

Dozun Miktarı ve Zamanlaması Nasıl Planlanır?

İnsülinlerin ne zaman alınacağı konusunda doktorun talimatlarına uyulmalıdır. Enjeksiyon ve öğünler arasındaki zaman aralığı kullanılan insülin türüne bağlı olarak değişebilir.

Genel olarak, enjeksiyonun yemekle koordine edilmesi gerekmektedir. Tablodan, “etki başlangıcı” sütunu, insülinin vücutta etkili olmaya ne zaman başlayacağını gösterir. Bu bağlamda dengeyi iyi tutturmak gerekmektedir. İyi zamanlama, düşük kan şekeri seviyelerinden yani hipoglisemiden korunmaya yardımcı olmaktadır.

Diyabeti olan kişilerin diğer herkes gibi spor, egzersiz yapabileceği unutulmamalıdır. Hatta spor kişinin sağlığı açısından,

  • İnsüline karşı duyarlılığı arttırmak,
  • İstenilen kiloya ulaşmak,
  • Kalp hastalığı riskini azaltmak,
  • Kan şekerini dengelemek gibi etkilere sahiptir.

Farklı sporların kan şekeri üzerinde farklı etkileri vardır.

Farklı sporlar vücudu farklı şekillerde etkileyebilir.

Örneğin, hızlı yürüyüş ve sürekli koşu, genellikle kan şekeri seviyelerinde güvenilir bir düşüşe yol açacaktır.

Buna karşılık, sprint ve bazı üst vücut aktiviteleri başlangıçta egzersiz seansı uzadıkça kan şekeri seviyelerinde daha etkili düşüşlere yol açabilir.

Kan şekeri seviyenizi egzersiz öncesi ve sonrası test ederek, farklı sporların ve seans uzunluklarının kan şekeri seviyenizi nasıl etkilediğini kavrayabilirsiniz. Yoğun veya nispeten uzun yapılan bir spor seansı, egzersizden sonra 48 saate kadar kan şekeri seviyelerinin düşmesine neden olabilir.

Diyabetli kişilerin spor yaparken olası hipoglisemilere (kan şekeri düşüklüğü) dikkat edilmelidir. Bunun önüne geçebilmek için doktor kontrolüyle egzersiz öncesi veya sırasında yeterli karbonhidrat almayı veya egzersiz öncesi ilaç dozunuzu azaltma gibi yöntemler uygulanabilir.

Egzersiz öncesi çok yüksek veya çok düşük şeker seviyelerine sahip olmak kan şekerini dengede tutmakta zorlanmaya sebep olabilir.

İnsülin ve Spor

Egzersiz yaparken vücut enerji kullanır. Bu enerji de vücuda glikoz sayesinde ulaşır. Ve glikoz seviyesinin iyi düzenlenmesi gerekmektedir. Bu da öncelikle insülin ile yapılır. Diyabetliler için de insülin oranını ayarlamak en önemli konudur. İnsülin miktarı ayarlanırken egzersizin türü ve egzersizin ne kadar yapıldığı göz önüne alınmalıdır ki böylece kan şekeri istenilen aralıkta olsun.

Egzersiz Çeşidine Göre Kan Şekeri Kontrolü

Egzersizler genel olarakaerobik ve anaerobik olarak ikiye ayrılabilir. Aralarındaki en önemli fark aerobik egzersizlerde oksijen kullanılırken, anaerobik egzersizlerde oksijen kullanılmaz.

Bu durum aslında aerobik ve anaerobik solunum kavramlarına benzer çalışır; anaerobik solunum oksijen yokluğunda gerçekleşir iken aerobik solunum, oksijen varlığında gerçekleşir.

Aerobik egzersizler: Anlamı devamlı ve tutarlı bir efor ile yapılan egzersizdir. Uzun süreli aktivite süresince vücuda enerji sağlamak amacıyla oksijenin kullanıldığı egzersizlerdir. Bu egzersizler uzun süre orta yoğunlukta yapılmalıdır. Bunlar vücudun genel oksijen tüketimini iyileştirme ve aynı zamanda vücut metabolizmasını artırma eğilimindedir. Bu egzersizlere örnek uzun mesafe koşuları, bisiklet, kick boks, yüzme, koşu bandı, koşu ve hızlı yürüyüşler, ip atlamadır.

Anaerobik egzersizler: Diğer taraftan anaerobik egzersizler vücudun enerji ihtiyacını solunumdan karşılayan ve vücudu oksijensiz çalışmaya zorlayan egzersizlerdir. Oluşan bu oksijen eksikliği nedeniyle bu egzersizler sadece kısa süreli yapılabilir. Bu egzersizlere örnek olarak ağırlık kaldırma, kendini çekme, itme, sürat koşusu verebiliriz.


Aerobik ve anaerobik egzersizler arasında bir karşılaştırma yapılacak olursa tek fark oksijen değildir. Aerobik egzersizler basit olsa da orta şiddette ve uzun süre yapılırlar (ortalama 20 dakika), anaerobik egzersizler ise kısa süreli (2-3 dakika) yapılan yoğun şiddette egzersizlerdir. Aerobik egzersizler daha uzun süreli yapıldıklarından daha yüksek dayanıklılık seviyeleri gerektirirler.

Her iki egzersizde de enerji sağlamak için glikozdan pirüvat üretimi yani glikoliz kullanılır buna rağmen glikozun yıkımını sağlayan maddeler farklıdır. Aerobik egzersizlerde glikozu yıkmak için oksijen kullanılırken, anaerobik egzersizlerde glikozu yıkmak için fosfokreatin kullanılır.

Aerobik egzersizler kanda ve vücutta oksijenin dolaşımını hızlandırırlar. Kan basıncının azalmasını sağlarlar ve yağ yıkımını hızlandırırlar. Diğer taraftan, anaerobik egzersizler güç ve kas kütlesi geliştirmeye yardımcı olur. Bunlar gücü, hızı, ve vücudun metabolik hızını artırmaya yardımcı olurlar. Aerobik egzersizlerin en büyük dezavantajı ise bir bireyin vücut kütlesini ve gücünü azaltma eğiliminde olmalarıdır.

Maraton koşusu, uzun bir süre boyunca hareket ederek sürekli enerji yakmak için iyi bir örnektir.

Yürümek ise daha farklı bir aktivitedir, koşu sırasında olduğu kadar hızlı şekilde enerji harcanmaz, ancak hareket benzerdir – aynı devamlı hareket – bu çoğu durumda yavaş yavaş kan şekeri seviyesini düşürür.

Tempolu koşu, yürümekten fiziksel olarak daha zorlayıcı olduğundan, kan şekeri seviyelerinin yürürken olduğundan daha hızlı düşmesi beklenir; bununla birlikte, hem yürüme hem de koşu gibi aerobik egzersiz ve sürekli tempoda olması nedeniyle, kan şekeri seviyesinin aktivite esnasında düşmesi beklenir.

Kan Şekerim Egzersizden Sonra Neden Yükseliyor ?

Öte yandan futbol, egzersizde ‘aerobik’ sayılabilir (Uzun bir süre boyunca, genellikle 90 dakika sürdüğü için). Ancak, hareket türleri ve hızın sürekli değişmesi anaerobik hareketlerle daha bağlantılı olduğunu gösterir. Çünkü bir futbol maçı esnasında sporcu bazen sprint atıp; bazen de düşük tempoda koşu yapabilir. Bu anaerobik hareketler neticesinde kan şekerinde yükselmeler gözlemlenebilir. Çeşitli sporlar, özellikle takım sporları benzer egzersiz biçimlerine sahiptir.

Anlatıldığı gibi aerobik hareketler kan şekeri seviyelerinde ani yükselmelere neden olabilir. Bunun sebebi ani enerji harcamalarında karaciğerin tepki olarak yapısında depolamış olduğu glikozu tekrar kan dolaşımına bırakmasıdır. Bu, sağlıklı kişilerde çoğu durumda geçici olarak kan glukozunu yükseltir. Ancak diyabetlilerde dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Adrenalin hormonu da bu duruma neden olan başka bir faktördür. Ayrıca bu tür egzersizlerde aktivite anında kan şekerinin olası yükselmesinin yanında aktivite sonunda da kan şekeri düşüklüğü de yaşanabilir.

Egzersizden sonra, özellikle de glikozu anlık yükselten anaerobik egzersizlerde soğuma hareketleri yapmak çok önemlidir. Bunu yaparak hem kan şekerinin yükselme sürecini hafifletmek hem de gece hipoglisemileri önlenebilir. Bunun yanında egzersiz öncesi, sırası ve sonrasında kan şekeri seviyelerini kontrol etmek ve hem insülin hem de karbonhidrat tüketimleriyle ilgili uygun kararlar vermek çok önemlidir.

Unutulmamalıdır ki herkesin metabolizması, beden kitle endeksi, kullandığı insülin dozu ve çeşidi birbirinden farklıdır. Bunlar vücudun hangi duruma nasıl tepki vereceğini değiştiren faktörlerdir. Kişinin kendisini tanıyıp, ona göre öngörü ve müdahalelerde bulunması gerekmektedir. Örneğin kan şekeri egzersiz öncesi belirli bir seviyede tutulup egzersizin türüne bağlı olarak ek bir karbonhidrat alınarak olası hipogliseminin önüne geçilebilir.

Kaynakça:

https://www.bilgiustam.com/aerobik-egzersiz-nedir-anaerobik-egzersiz-nedir/

https://www.diabetes.co.uk/diabetes-and-sport.html

https://www.sportsdietitians.com.au/factsheets/diets-intolerances/diabetes-and-exercise-2/